Ana içeriğe atla

Antropoloji Doktora Programı

Antropolojinin odağında insan vardır. Birey, bireyler arası etkileşim, topluluklar, topluluklar arası ilişkiler, en geniş anlamıyla kültür ve kültürel çeşitlilik, tarihsel ve güncel boyutlarıyla antropolojinin ilgi alanına girer. Sosyoloji, coğrafya, tarih, linguistik gibi düşünsel disiplinlerle ilişkili olan antropoloji, söz konusu disiplinler tarafından geliştirilmiş olan çeşitli yöntemlerden yararlanır. Diğer taraftan antropoloji geleneği başlangıcından itibaren esas olarak insan toplulukları hakkında derinlemesine bilgi edinmeyi mümkün kılan etnografik yöntemleri kullanmış ve söz konusu yöntemlerin geliştirilmesine katkı sunmuştur. Bu noktadan hareketle sadece günlük hayatın maddi temellerinin değil birey ve toplulukların anlam dünyasının da araştırılması için işlevsel olan etnografik yöntemleri yaratıcı bir biçimde kullanma becerisi antropologların ayırıcı özellikleri arasında sayılabilir.

Mezunlarımız, üniversitelerin sosyal bilim bölümlerinde, araştırma şirketlerinde, müzelerde, medya kuruluşlarında, uzmanlıkları ile bağlantılı olarak DİE, DPT gibi devlet kuruluşlarında, vakıflarda, UNESCO, UNICEF, ILO, WHO gibi uluslararası kuruluşlarda çalışma imkanı bulabilmektedirler. Ayrıca, tüm diğer sosyal bilim dalları için de geçerli olduğu üzere antropoloji eğitimi farklı sektörlerde çalışabilmek için gerekli olan altyapının kazanılmasına yardımcı olur. Son yıllarda özel sektörde piyasa araştırmaları ve reklamcılık gibi alanlarda antropoloji mezunları giderek daha fazla tercih edilmektedirler. 

Misyonumuz

Yeditepe Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Antropoloji doktora programı bünyesinde, saha becerileri ve kuramsal donanım itibarıyla fark yaratan antropologlar, yaratıcı sosyal bilimciler yetiştirmeyi amaçlıyoruz.

Vizyonumuz

Bilgiye ulaşmanın ve bilginin geçerliliğini sınamanın tek yolu olmadığının bilincindeyiz. Epistemolojik çoğulluğa ilişkin vurgulara saygı duyuyoruz. İdealimiz, farklı antropoloji gelenekleri ve sosyal bilim anlayışlarının birbirlerini besleyerek bir arada durabileceğini varlığımızla kanıtlamaktır.